Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. teknik direktörü Bernd Schuster, takımının yarın UEFA Avrupa Ligi Play-Off turu ilk maçında HJK Helsinki takımıyla karşılaşacağı maçtan önce bir basın toplantısı düzenledi.

Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. Nevzat Demir Tesisleri’nde düzenlenen basın toplantısında medya mensuplarının sorularını yanıtlayan Alman teknik adam, son günlerde merak edilen konulara açıklık getirdi.

Schuster’in basın toplantısından derlediklerimiz şöyle:

-“MESAFELER BİZİ İLGİLENDİRMİYOR”-

Mesafeler bizi fazla ilgilendirmiyor çünkü sonuçta Avrupa kıtasında oynuyorsunuz. Kıtanın belli sınırları var ve buranın içinde oynuyorsunuz. Helsinki takımıyla ilgili bilgilerimiz var. Aslına bakarsanız Bucaspor takımına göre daha iyi bilgiler aldık Helsinki’den. Bucaspor hakkında bilgi toplamak kolay olmamıştı. Çok hızlı bir takımla oynayacağız. Futbolu bütün olarak oynayan bir takımın karşısında olacağız, bu yüzden işimiz kolay değil. Ama kendi evimizde olmanın avantajını kullanacağız.

-“DEFANS BOBO’DAN BAŞLAR”-

Takım olarak devamlı atak oynamaya, goller bulmaya çalışan bir takımız. Aynı zamanda bunun defans yönü de var. Oynayacağımız birçok takım maç boyunca bizim tek bir hatamızı bekleyecek ve onun üzerine gidecek. Defans sadece 4 kişiden oluşan bir olgu değil. Defans Bobo’dan başlayan, Ernst’le devam eden ve savunmadaki 4 kişiyle biten bir olgu. Her şeye hazırlıklı olacağız ve çalışacağız.

-“HER KULVARDA BAŞARI İÇİN BOBO VE NOBRE YETMEZ”-

Ben bunu 1 ay önce de söylemiştim. Eğer UEFA Avrupa Ligi’nde ve birkaç dalda birden bir yerlere gitmek istiyorsak sadece Bobo ve Nobre bizim için eksik kalacak. Tabi ki Bucaspor maçına bakınca böyle spekülasyonların yapılmasına yer verdiğimizi düşünüyorum. Çok pozisyon yakaladık. Maçı daha farklı skorlarla kazanmamız mümkündü. Son vuruşlarda biraz etkisizdik. Tabi ki sahanın kötü olmasının da bunda etkisi vardı. Gazetelerde Robinho’nun, Adriano’nun fotoğraflarını görüyorum ve baktığım zaman herhalde bunlardan biri gelir diyorum! (Gülüyor) Gelirlerse herhalde ilk 11’de onlar oynar! Böyle bir durum şu an söz konusu değil.

-“OTOMATİĞE BAĞLAMAMIZ LAZIM”-

Pozitif olarak söylemek istediğim bir şey var ki takımım benim istediklerimi yapıyor artık. Haftalar geçtikçe rakiplerimiz bize eksik yönlerimizi daha iyi gösterecek. Bunları görmek kolay değil, zaman gerekiyor bize. Hep söylediğim bir şey var ki otomatiğe bağlamamız lazım. Otomatiğe bağladığımız zaman her şeyi kendiliğinden göreceğiz ve eksiklerimizi o zaman çok rahat biçimde tamamlayacağız.

-“HAFTA SONU SEVİMSİZDİ”-

Hafta sonu aslında benim için biraz sevimsiz oldu. Holosko, İsmail ve Ekrem’i İstanbul’da bırakmak zorunda kaldım milli takımlarda oynadıkları için. Yarınki maçta daha serbest olacağım bu konuda. Daha dinç ve hazır oyuncular olacak kadroda. Bu yüzden bazı değişiklikler yapabilirim.

TAYFUR HOCA NEDEN TRİBÜNDE?

Öncelikle terbik ediyorum Tayfur Hocayı bugün yeni bir kız çocuğu oldu. Aslında esprili olarak bakmak gerekirse bana hep söylenen bir şey var. “Sezon içinde ne kadar çok çocuk doğarsa o takımın şampiyon olma şansı o kadar fazladır” denmişti. Biz bu sezona Nihat’la başladık şimdi de Tayfur Hocayla devam ettik. Avusturya kampında bana Federasyon kuralları belirlenmişti. Teknik ekibin tamamının kulübede olamayacağı söylenmişti. Ben de Tayfur’a en önemli görevi verip onu gözlemci yapmıştım. Biz en kötü yerdeyiz saha içinde. O tribünde en iyi yerden izliyor maçı ve en iyi şekilde gözlemliyor maçı. Biz onunla iletişim halindeyiz zaten ve bize önemli bilgiler veriyor. Gönül isterdi ki o da kulübede yanımızda olsun ama böyle olmak zorunda ne yazık ki.