Sporliga.com - Spor tutkunlarının vazgeçilmez adresi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Yazarların derbi ile ilgili yorumu
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Ligin üst sıralarını altını üstüne getiren derbide gülen taraf Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. oldu. Her ike cephenin yazarları maç ile ilgili şu yorumları yaptı...

[Resim: 25220.jpg]

İşte Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. tarafından spor yazarlarının yılın son derbisi için yaptığı yorumlar:

Levent Tüzemen (Sabah): Lincoln ve Arda

Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. ile Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. arasındaki maçlar hep keyif verir. Futbol tempolu olur, mücadele gücü yükselir ve bol gollü skorlar yaşanır.

Skorun ağırlığına bakıp "Galatasaray, Beşiktaş'ı ezdi" demek yanlış olur. Çünkü Delgado atılana kadar kafa kafaya bir derbi oldu. İlk 16 dakikaya sığan üç golde Tello'nun Delgado'ya attırdığı golün pası muhteşemdi.

Lincoln kaygan zeminde mükemmel top kontrolü yaparken, ne kadar zeki yaratıcı, etkili ve vazgeçilmez bir oyuncu olduğunu kanıtladı. Galatasaray'ın farklı galibiyetinde Arda ile birlikte başrolü üstelenirken iki golün yaratıcısı oldu.

Sarı kartı olan Delgado'nun hakeme itirazı hataydı. 3-1'den sonra Holosko'nun golüyle direncini artıran Beşiktaş'ın tüm moralini İnceman yaptığı gereksiz penaltıyla dibe vurdurdu.

Turgay Şeren (Akşam): Ve Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. Kazandı

Akşam gazetesinin spor sayfasını okuyanlar üç gün önce benim yazdığım şu yazıyı hatırlayacaklar...

Yazımın başlığı aynen şöyleydi ve bu gazetenin sayfasının manşetiydi: "Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. kazanacak" Ve Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. da kazandı, hem de haklı kazandı.

Hiç kimse hakeme bir şey söyleyemez. Haklı olan da haksız olan da demokratik bir ülkede konuşabilir, o kadar. Ama Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. kazandığı iki penaltıda da haklıydı. Holosko rakip ceza sapası içinde Arda'yı indirdi. Uğur İnceman da Lincoln'ü. Bu da penaltı.

Ben Beşiktaş'ın 3'lü defansla oynadığı Ankaragücü maçını dikkatle izledim ve yazdım. Mustafa'nın takımı yanlış oynattığını gördüm. Düşme tehlikesinde olan Ankaragücü, kanatlardan giderek az daha beraberliği yakalıyordu.

Galatasaray'da Arda dedim. 1 numaraydı Arda...

Servet, artık Galatasaray'ın vazgeçilmezi oldu. Aklını parayla pulla karıştırmasın.

Ben Rüştü'ye üzüldüm. İlk golü yememeliydi. Ondan sonrakilere yapacağı hiçbir şey yoktu. Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. defansı özellikle Seric'in olduğu kanat elek gibiydi. Her gelen Galatasaraylının kendisini Rüştü'yle bulması işten bile değildi ve nitekim goller hep öyle oldu.

Osman Tanburacı (Yeni Şafak): Dikkat!... Lincoln var

Tebriklerim Herr Skibbe ve Mustafa Denizli'ye, açık futbolu tercih ettiler keyifli bir derbi seyrettik. İlk çeyrekte üç gol geldi oyun renklendi. Pozisyon azdı ama karşılıklı gol girişimleri çoktu.

Lincoln top taşıyıcı görevini sürdürürken 8'de Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. kalesine kestiği topu Rüştü elinden kaçırınca Kara Maske Servet yetişti, gol tartışma yarattı. Ne gam! Net vuruş, tereyağ gibi gol oldu, hakem santraya koştu.

Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. soldan hep Arda ile aktı, dar alanda üst üste zarif çalımlar yiyen Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. defansı Arda'yı Holosko'nun çelmesiyle durdurunca, Baros penaltıdan takımını yine öne geçirdi.

Futbolda en önemli şey disiplin, Delgado gibi yıldız yerin dibine batsın, hiç yoktan ikinci sarıyı yiyince Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. on kişi kaldı. Maçın zevkine limon sıkıldı.

Beşiktaş'ın 10 kişi kalışı talihsizliktir ama Galatasaray'ın da galibiyetini buna bağlamak haksızlıktır!

Haa az daha unutuyordum; Bu futbol liderlikten kıymetli.Teşekkürler Skibbe... Derhal 4-2'yle ve de gönül rahatlığıyla tatile gidebilirsin.

Hakan Ünsal (Star): Sol Bek Arda... Farklı Galibiyet!

Maçta beklendiği gibi daha ilk 15 dakikada 3 gol atıldı. Öne geçen Galatasaray, Beşiktaş'ı kendi silahı kontra ile vurmaya çalıştı ve etkili oldu. Aslında derbi, hocaların hataları ile öne çıktığı bir maçtı.

Skibbe'nin defanstaki değişikliği, Arda ve Barış'ı etkisiz hale getirdi. Barış, oynadığı pozisyonun sıkıntısını çok çekti. Arda ise neredeyse maçın tamamını sol bek gibi oynadı.

‘Forveti ikilemenin artısını gördün mü?' derseniz, bence bir artısı olmadı. Aslında bu değişiklik, kırmızı karta kadar Galatasaray'a olumsuz yansıdı. Delgado'nun attığı golde Tello'nun 25 metreden verdiği ara pası, sorunu çok net ortaya koydu.

Eksik kalan Beşiktaş'a karşı daha rahat alan bulan Lincoln, bir asist ve penaltıyla son dönemdeki formunu sürdürdü. Skibbe, şansına ve Delgado'ya şükretsin.

Maçın özeti şu: Galatasaray, sol bek Arda'yla, 10 kişilik Beşiktaş'a karşı kazandı.

Ahmet Çakır (Zaman): İstatistiklere Kızmayalım Arkadaşlar!

Karşılaşma öncesinde yazdığım yazıda 'Bu tür maçları yüzde 75 oranında evsahibi takım kazanır' gibi basit bir gerçeğin tepkilere yol açacağını ummamıştım.

Örneğin, Turgay Demir kardeşimiz gibi bir meslektaşımız bile 'Katılmıyorum' deyip nedenlerini anlatmaya çalışıyordu. Oysa ortada katılıp katılmayacak bir şey yoktu. Bugüne kadar yapılmış maçlarla ilgili değerlendirmeler bunu gösteriyordu.

Ayrıca, konuk takımın yüzde 25'lik kazanma olasılığı da yabana atılacak bir durum sayılmazdı. Bitmedi, sezonun 33. haftasında İnönü Stadı'nda oynanacak maçın favorisi de Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. oluyordu istatistiklerin diline göre. Şu var: İstatistikler asla yalan söylemez; ancak yalancılar istatistikleri kullanabilir.

Yenik duruma düşen Beşiktaş, tıpkı Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. maçındaki gibi daha etkili göründü. Ancak ilk yarının en tehlikeli pozisyonu Lincoln'ün atamadığı pozisyondu.

Oyuna damgasını vuran etken, bunların dışında bir tatsız gelişme oldu. Delgado'nun gördüğü kart ve bu şekilde oyun dışı kalışı, elbette ki kurallara uygun. Fakat bu kuralı kim niçin koymuşsa üstünde biraz daha saha içi çok özel bir dünyadır.

Futbolcuların haksızlığa uğradıklarını düşündükleri durumlarda bu tür tepkiler göstermeleri çok olağandır. Hakemin bu psikolojiyi değerlendirmesi, kuralların ona bu hakkı vermesi gerekir.

Sarı-Kırmızılı takım lehine bu sezon 7 penaltının verilmediğini Vatan Gazetesi Spor Servisi ortaya koymuştu. Cüneyt Çakır'ın bir maçta iki penaltı birden verebilmesi cesaret isteyen bir işti. Beşiktaş'ı yıkan etkenlerden biri de bu oldu. Protokol tribünündeki bir grup Beşiktaşlının maç boyunca süren yakışıksız tepkileri de maçın tatsız ayrıntılarından biriydi.

Ebru Kılıçoğlu (Sabah): Çekilin Yoldan Geliyor Aslan

Hale Jale ve bütün mahalle... G.Saray'ın ev sahipliği yaptığı ve sonunda hiçbir unvanın netleşmeyeceği maçta durum bu: Duyan gelmiş! Malum 'parlak vitrin'li maç bu. 'Vitrinlik' bir hareket de Mustafa Denizli'den geliyor. 'Benim dediğim olur' mu demek istiyor yoksa bir 'uğur' mu bilinmez ama hocasına kadar kulübeye yerleşmiş G.Saray'ı diğer kulübeye yolluyor. Öte yandan kenardaki 'hesabı' her neyse, sahaya uymuyor.

G.Saray'ın atakları ya göbekten ya sol kanat üzerinden gelişiyor daha çok. Bunlardan birinde, ceza sahasına giren Arda'yı Holosko'nun çelmesi durdurunca 15'te, hakem 'penaltı', atışı kullanan Baros da 'gol' diyor. 20'de Tello'nun şutunu Sanctis çıkartmasa eşitleyecek durumu Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. ya da 43'te Lincoln aut yerine kaleye vursa net pozisyonda, fark artacak ama pozisyonu çok olmasa da temposu da mücadelesi de yüksek maçın kalan goleri ikinci yarıda geliyor...

50'de Delgado 'hani kart' işaretine ikinci sarıdan kırmızıyı görüyor. Denge burada bozuluyor. G.Saray rakibin moral bozukluğundan istifade mükemmel bir Lincoln asistini ağlara kavuşturan Baros'la 3. golü imzalıyor.

Son düdük Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. açısından 'hakemsel şaibeyi' G.Saray açısından 'favoriyi' 'kazanan' ilan ederken, Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. yönetimine mesajı G.Saray seyircisi veriyor: 'Demirören yeter!'

Cüneyt Tanman (Takvim): Bu Defa Favori Kazandı

Derbilerde genelde favoriler kazanamaz ama ilk yarının son derbisinde bu defa favori kazandı, hem de farklı... İki takımın da ofansif anlamda gol silahları vardı.

Futbol hatalar oyunu ve Beşiktaş'ın dün akşam çok ciddi hataları oldu. Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. da bunları değerlendirmesini bildi. Bireysel hataları şöyle sıralayabiliriz. İlk hata Rüştü'nün elinden kaçırdığı toptu. İkincisi Holosko'nun defansa yardım ederken yaptırdığı penaltı oldu. Üçüncüsü takım kaptanı Delgado'nun kendini attırmasıydı. Dördüncüsü ise Uğur'un göz göre göre Lincoln'e yaptığı penaltı. Bir diğer önemli genel hata ise Beşiktaş'ın yapısal zaafıydı.

Arda öyle bir çaba harcadı, oyuna öyle bir ağırlığını koydu ki G.Saray'ın ilk yarıyı önde kapamasında Arda çok önemli bir rol aldı. Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. 10 kişi kaldıktan sora G.Saray rahatladı. Hakan Balta ve Barış daha ileri çıkmaya başladılar.

Sonuçta ilk yarının sonunda gelen çok önemli bir derbi galibiyeti önemli bir 3 puan... Cimbom bu görüntüyle düzgün adımlara hedefine koşmaya başladı diyebiliriz.

Yalçın Dümer (Fanatik): Danke Skibbe

Bütün bir hafta anketlerden fal açıldı, üç vakite kadar bütün yollar Galatasaray'a çıktı. Şimdi ise çene değil, futbol vakti. Sami Yen'de yer bulmak karaborsa. Koro kulaklara zarar. Her iki takımın kadro yapıları, keyif veren hücum ağırlıklı. Skibbe duble santrfor sürerek daha heybetli. Baş döndürücü bir sürat ile başladı derbi. 16 dakikada üst oldu iddiacı hesabıyla.

Baros-Nonda zenginliğinin fakirliğini yaşayan bir Barış vardı. Tuzu biberi olsun diyelim. Neden kanatlara taktığımı merak edenlere; Galibiyeti ve farkı getiren yol bu alanlardan geçti. Sakın Lincoln'ü unuttuğumu sanmayın ama artık sıkıldım bu kadar methiye dizmekten Brezilyalı için. Sadece olağanüstüydü demek yeter herhalde.

Skibbe tüm korkularını geride bırakarak cesurca kararlarıyla bu kez galibiyetin gerçek mimarı oldu. Vallahi kuşkulandım. Galiba bizi okumaya başladı...



İşte Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. cephesinden derbi yorumları:

Güven Taner (Star): Körükte Patlak

Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. defansının kaçlı oynadığı arayışını yaparken, ille de tek rakam isterseniz, bulamazsınız. O savunma yapısının bir ‘rakamı' yok; ama bir ‘sözcüğü' var: ‘Körüklü!'

Dünkü savunmayı üçlü gibi görürseniz, onlar ‘ Toraman, Gökhan, Zapo' olur. Dörtlü görmek isterseniz, ya sağına Ekrem'i ya da soluna Seriç'i alırsınız. Beşli isterseniz, ikisini birden geri çekersiniz. Kenarlara gelen ikili, oyunun akışına göre orta alanın çoğalmasına destek olurlar.

Beşiktaş'ı daha maçın başında baskı yer duruma düşüren, bu ‘körüksel işleyişin' yetersizliğiydi. Gerektiği zamanda gerektiği bölgede çoğalmalar sağlanamadı.

Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. Galatasaray'ın hızının kesilmesinden sonra oyun akışını yönlendirebilecekti. Ancak hakemin hassas terazisine takıldı ve Arjantinli Delgado'nun ikinci sarı ile atılmasıyla on kişi kaldı.

Beşiktaş'ın bir talihsizliği de alkol peşindeki alkolikler gibi, kart gösterme ve penaltı kovalayan olan bir hakeme çatmasıydı. Onun çaldığı penaltılara katılacak çok hakem bulamazsınız.

Vedat Okyar (Vatan): Artık Kredi Bitti

MUSTAFA, bu takımda bir şeyler eksik be güzel adam. İkilem içindeyim. Ya sen düşündüklerini yapamıyorsun ya da yaptırmak istediğin şeyleri oyuncular sahaya süremiyor. Ne oynatmak istediğini, ne yapmak istediğini anlamış değilim. Senin ne adamlığından ne antrenörlüğünden vazgeçerim. Kimseyle kıyas da etmem, trampaya da girmem. Ama bu takımın balansı bozuk.

Bir Cisse seyrettim, çaktırmadan G.Saray'dan oynadı. İlk yarım saatte çıkarırsın diye düşündüm. 90 dakika nasıl tahammül ettin bilemiyorum. Delgado, birazcık dişe dokunur oynuyordu, kalktı G.Saray'ın aut çizgisine yakın bir yerde sarı kart gördü. İkincisinde kart dilendi, atıldı.

YENİLEN gollere bir göz atıyorum. Rüştü'nün yediği bir ilk gol var. Belediye maçını hatırlıyorum, Nobre aynısını atmış, hakem saymamıştı. Ben de kıyameti koparmıştım. O goldü. Ona gol diyen Vedat, buna faul diyemez.

DEVRE arasına girildi, mola var. Mustafa'nın moladan iyi faydalanması lazım. Ben halen güvenoyumu cebimden düşürmüş değilim. Yalnız şu da var Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. cepten yiyerek kredisini bitirdi. Bundan sonra her maçı kazanmalı.

Atıf Keçeci (Zaman): Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. Darboğaza Girdi...

Beşiktaş, Ali Sami Yen'e gelirken maçın favorisi olmamasının avantajını taşıyordu. Herkesin düşündüğü, Mustafa Denizli'nin nasıl bir 11 yapacağı ve oyun anlayışının ne olacağı idi.

Sahaya çıkan takımda geçen haftadan Serdar Özkan ve Ali Tandoğan kulübeye çekilmiş, gözden çıkarıldığı için forma şansı verilmeyen Seric ve Tello yer almıştı. Dizilişi gördüğümüzde, Denizli'nin herkesin tahmini doğrultusunda defansı sağlam tutma düşüncesi açık bir şekilde görüldü.

Siyah-Beyazlı takım, rakibinin en güçlü silahı kenar bindirmelerine önlem almayı planlıyordu; ancak bu düşünce özellikle Arda tarafından bozuldu. Nitekim ilk gol ve penaltı kenarlardan gelişen pozisyonlardan geldi.

Delgado'nun ikinci sarı kartı görmesi profesyonellik anlamında üzerinde çok konuşulması gereken bir durum. Yeniksin, hakem kendisine yapılan faulü çalmış, hâlâ 'kart göster' işareti yapıyorsun, kolunda da kaptanlık bandı var. Bunun karşılığının sarı olduğunu artık mahalle arası maçlarda bile herkes bilirken bu davranış tam anlamıyla sorumsuzluktur.

Farklı yenilginin sonrasında gelinen noktada sorumlular belli; ancak onlar da hâlâ 'üç maymun'u oynuyor. Olan, çilekeş taraftara oluyor. Bakalım Beşiktaş'ın çok bilmiş başkan ve yöneticileri gündemi değiştirmek ve hakem kararları için hangi 'veciz!' konuşmaları yapacaklar.

Cüneyt Çakır, verdiği penaltı kararlarında olması gerekeni yaparken FIFA'nın kendisini boşuna izlemediğini gösteren bir yönetim sergiledi.

Sanlı Sarıalioğlu (Yeni Şafak): Kartal'ı Ustalar Yaktı

Beşiktaş'ın gözbebeğiydi Delgado. Tüm umutlar ona bağlanmıştı. Maçın başında golünü de atınca beklenti daha da fazlalaştı. Ama takımını yaktı. Gerçi maçtan sonraki açıklamasına göre haksız yere atıldığı ortaya çıktı. Ama ne gerek var bu tür bir rizikonun içine girmeye. Hakemin yanlış anlama olasılığını neden hesap etmedi? Meğer 'Bana nasıl gösterdin o sarı kartı' demek istemiş.

Hakemin İngilizcesi bunu çözmeye yetmemiş. Her şeye karşın bir kaptan nasıl böyle davranır? Daha ikinci yarının başı ve takımını bir eksik bırakıyor. Cepheden çekiliyor. Arkadaşlarını kaderleriyle baş başa bırakıyor.

Bir başka kaptan konumunda olan da Rüştü. Yılların kalecisi, deneyimli mi deneyimli. Milli takım denince ilk onun ismi akla geliyor... Ve tuttuğu topu rakibinin önüne bırakıyor. Eli topun üstünde miydi değil miydi bilemem. Öyle veya böyle. Beni şaşırtan Rüştü'nün acemiliği.

İlk yarıda iki takım da açık futbolu seçmişti. Ve pek çok da boş alanlar buldular. Ancak pozisyon sayısı çok sınırlıydı. Galatasaray'da Lincoln yine başrol oyuncusuydu. Müthiş işler yaptı. Baros'a ikinci goldeki asisti mükemmeldi. Baros'a al da at dedi. Bir de penaltı yaptırdı. Daha ne olsun. Lincoln takımını taşıdı, Delgado da yalnız bıraktı. İşte fark ortada.

Mustafa Denizli, "Devre sonunda liderle aramızda beş puan fark bile olsa fark etmez" demişti. Şimdi fark altı. Önünde de pek çok takım var. Denizli neye güveniyor ben bilemiyorum. Ertuğrul Sağlam'dan sonra kaybedilen puan 16 oldu. Doğrusu böyle bonkör bir takım görmedim. Maşallah ikişer üçer dağıtıyorlar. Devam beyler devam.

Turgay Demir (Fotomaç): Aslan Çakır Keyif!

Denizli'nin hedefi Galatasaray'ı bozmaktı. Bunun için beşli savunmayla çıktı. Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. da erken gol bulmak ve bir an önce Beşiktaş'ın hesaplarını bozmak zorundaydı. Skibbe bu nedenle savunmayı üçlü bırakıp orta alanı dörtledi. Bir bakıma tam Beşiktaş'ın istediğini yaptı.

Servet'in vuruşunda Rüştü topa dokunuyorsa (o karambolde ben dokundu gibi gördüm) kesinlikle gol iptal edilmeliydi. (Bkz. Nobre'nin İstanbul Belediye'ye attığı ve iptal edilen gol.) Golü bulunca rahatlayan Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. savunmaya çekilince Delgado'yla beraberlik geldi. Bir bakıma maç yeniden başlayacaktı ama Holosko deyim yerindeyse evine giden Arda'yı düşürünce hesap yine bozuldu.

İkinci yarıya da iyi başlayan Beşiktaş'tı ama sahneye yine hakem Cüneyt Çakır çıktı. Delgado kesinlikle "Sarı kart göster" diyerek o hareketi yapmadı. Tam anlamıyla "Aynı pozisyonda bana sarı kart göstermiştin" diyerek dert anlatmaya çalıştı. Kesinlikle bu yanlış bir kırmızı karttı. Cüneyt Çakır için Fenerbahçeli derler. Eğer bu doğruysa Galatasaray'ı bu kadar seven bir Fenerbahçeli zor bulunur derim, başka da bir şey demem.

etmezmiş gibi bir de uydurma penaltı (Uğur, Lincoln'ü itmedi, çekmedi, çelme takmadı sadece vücuduyla engelledi. Engellemenin karşılığı da endirekt vuruştur penaltı değil) verdi... Bir hakem daha ne yapabilir ki!

Basri Baykoç (Fanatik): Amatörlük Kurbanı

Rüştü'nün hediyesi bir yana, Beşiktaş'ın izah edilemez bir savunma dağınıklığı içinde olması Galatasaray'ın ilk yarıda işini kolaylaştıran etkendi. Gökhan, Nonda ile yakın başladı, sonra vazgeçti. Zapotocny, 20. dakikadan sonra öne çıkarak orta alan savunmasına ek kontenjan olarak atandı. Hele ki penaltı pozisyonunda Arda ile son eylemde eşleşenin Holosko olması, Kartal'ın savunmadaki rast geleliğinin en çarpıcı örnekleriydi.

Siyah-Beyazlılar'ın o bölgeyi verimli kullanmasına engel oldu. Delgado gibi sarı kart gördüğü bile az rastlanır bir oyuncunun bu kadar isyankar davranışı, Cüneyt Çakır'ın takdir haklarındaki adaletini yeterince izah etti. Yine de Arjantinli'nin sorumsuzluğu affedilir cinsten değildi.

Arda ve Lincoln, Tello ile atılana kadar Delgado oyunu yaratıcılık yönünde keyiflendiren isimlerdi. Ama görev sorumluluğu derseniz, işini en iyi yapan bizce Nonda oldu. Beşiktaş'ın yediği goller, gördüğü kartlar tam anlamıyla amatörlüğün kaba örnekleriydi. Ve maçı da kaybediş nedeni, Denizli'nin yabana atılmayacak payı ile beraber bu oldu.


İlker Ateş (Fotomaç): Normal Sonuç

Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. için derbileri kaybetmek artık alışkanlık haline geldi. Bu Kadıköy'de de böyle, Mecidiyeköy'de de. Zaten Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. kaybetmek için elinden ne gelirse yaptı. Öyle komik manzaralar vardı ki istersieniz tek tek sıralayalım: G.Saray'ın ilk golünde Rüştü gibi bir kaleci topu elinden kaçırırsa elbette orada bir rakip olacaktı ve Servet rahatça golü atıverdi. Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. beraberliği sağlamış, bunun sevincini bir dakika bile yaşamadan ikinci G.Saray golü geliyor. Nasıl geliyor? Holosko, ceza alanı içinde bir savunma oyuncusunun bile yapmayacağı faulu Baros'a yapıyor ve elbette penaltı. G.Saray'ın 3. golünde de komedi dizisi devam etti. Lincoln soldan geliyor; Zapo, Gökhan, Ekrem kale önünde seyrediyor ve Baros Rüştü'yü avlıyor. Dördüncü G.Saray golünde de saçmalık bu kez Uğur'dan geliyor. Lincoln ceza alanına girerken Uğur güreşteki grekoromen stilini andırır bir darbeyle yere indiriyor. Hakem buna da doğal olarak haklı bir penaltı veriyor.

Sonuçta en ufak bir anormallik yok. Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. 11 kişi ile bile devam etse, belki rakibin gol sayısı artmaz ama kazanan yine Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. olurdu.

Fatih Doğan (Fotomaç): Körebe Oyunu!

Acıdır ki hakem merkezli bu garip çifte standart tiyatrosu izliyoruz. Şampiyonluklar öyle ya da böyle kaçarken kendine 'sütten çıkmış ak kaşık' muamelesi yapan ve sorunu hep teknik direktör harcayarak çözmeye çalışan yönetiminden 6 tanesi dün geceki derbi bitimi sahaya hakem fırçalamaya iniyor. Trajikomik olan bu görüntü bir tarafa hakemlerin bu çelişkili uygulamaları çifte standarda yol açıyor.

Ciddi söylüyorum, TFF ve MHK, hakemlerine maçlarda hakkıyla düdük çalmayı hatırlattığı için Beşiktaş'a özel 'hoşgörü ve eğitim ödülü' vermeli! Şunu da tartışmalıyız. Delgado derdini anlatmaya çalışırken "Bana ilk hareketimde sarı vermiştin. Baros'un hareketine ne diyorsun?" demeye, o işareti yapmaya görsün, ikinci sarıdan kırmızı. Delgado'nun sorumsuzluğunu ve düştüğü tuzağı bir kenara koyuyorum. Soruyorum: Bir takımın kaptanının hakemle iletişimi hiç mi olmayacak? Nerede kaldı hakem kaptan ilişkileri. Bu işler bu kadar ucuz mu? Kural böyle diyorsa o zaman bu kuralı tartışalım ve doğruyu bulalım.

Ziyaretciler mesaj icerisindeki linkleri goremezler. Linkleri gorebilmek icin lutfen buraya tiklayarak kayit olunuz. kazanacağı puanların hesabını değil, bence kaybettiği puanların hesabını yapmalı. Örneğin F.Bahçe Beşiktaş'ın 8 puan gerisinden gelip, 4 puan nasıl önüne nasıl geçti. O zaman içi boş söylemlerin artık karın doyurmadığını da görürüz.
teşekkürler. emeğe sağlık...
Referans URL